Güneş: “Türkiye’nin Petrolü Yazılım Olacak”
Güneş: “Türkiye’nin Petrolü Yazılım Olacak”
Yazılımcılık, Türkiye’de son yıllarda en hızlı gelişen sektörlerden biri. Yazılım ihracatımız, son dört yılda dört katına çıktı. Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş ile sektörün bugünkü durumunu ve geleceğini konuşmak üzere bir araya geldik.
Güneş, “Türkiye’nin petrolü” olarak nitelediği yazılım sektörü sayesinde orta gelir tuzağından 10 yılda kurtulabileceğimizi söylüyor. Sektörün şimdiden büyük gelişim içinde olduğunu vurgulayan güneş, 2011 yılında 250 milyon dolar olan yazılım ihracatının 2015 sonunda 1 milyar doları bulmasının beklendiğini kaydediyor.
Sanayi devrimini kaçırmış bir toplum olarak yazılımın ülkemizi çok daha ilerilere taşıyacağını belirten Güneş, bu potansiyelin gerçekleştirilebilmesi için kapsamlı bir devlet stratejisinin gerekliliğinin altını çiziyor.
YAZILIM, TÜRKLERİN PRATİK ZEKASINA EN UYGUN ALANLARDAN BİRİ
Yazılım ihracatında ciddi bir sıçrama yaptığımızı görüyoruz. Yetenekliyiz demek ki bu sektörde, değil mi?
Pratik çözüm yeteneğinden dolayı Türk zekasına en uygun alanlardan biri yazılımdır. Biz sanayi devrimini kaçırmış bir toplumuz. Sanayi devrimini kaçırdığımız için bir imparatorluktan olduk. Bilişim çağı bizim en önemli fırsatımızdır, bu trene binmek zorundaydık. Yazılım bizi dünyada geri kaldığımız yerden öteye taşıyacaktır. Türklerin en önemli özelliklerinden biri hızlı karar vermeleridir. Bu yazılımcılıkla birebir örtüşüyor.
MOBİL BANKACILIK TÜRK İCADIDIR
Örnek verebilir misiniz?
Örnek verecek olursak, mesela Türkiye’de mobil bankacılıkla bir EFT’yi bir havaleyi birkaç dakikada yapabiliyorsunuz. Peki Almanya’da ne kadar sürüyor biliyor musunuz? 2 gün. İngiltere’de 3, Portekiz’de 4, Fransa’da 3 gün sürüyor. Neden? Çünkü bu platformları Türkler kurdu. Şimdi de Avrupa’ya satıyoruz. Mobil bankacılık tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilmiş bir şeydir dünyada. Mesela biz kredi kartını bugün şifreyle kullanıyoruz. ABD’de hala imzayla kullanıyorlar. Şifreli kredi kartı da Türk mühendislerin geliştirdiği bir platformdur dünyada. Kredi kartı çekim süresi bile Batı ülkelerinde dakikaları bulabiliyor. Bizde ise saniyelik bir şey, biliyorsunuz. Bugün biz mobil bankacılık, finans ve sağlıkta önemli yazılımlar üreten firmalara sahibiz.
İngiltere’de ilk okuldan itibaren çocuklara kodlama öğretildiğini biliyoruz. Bizde durum nedir?
Çocuklarımızın geleceği için yazılım olmazsa olmazımızdır. Bizde de kodlamanın okullarda zorunlu hale getirilmesi için bakanlıklarımızla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Sanayi ve Milli Eğitim bakanlarımızla görüştük. Fikri Işık bakanımız zaten bu konuda çok hassas. Yeni hükümet ile beraber gerekli adımların atılacağına inanıyoruz. Sanayi Bakanlığı’nda bir yazılım çalışma grubumuz var. Türkiye’nin yazılım strateji belgesini çıkarmak üzerine çalışıyoruz. Önümüzdeki yıllarda stratejik olarak devletin neler yapması gerektiğine ilişkin bir belge. Strateji belgesindeki ana maddelerden bir tanesi de kodlamanın okullarda zorunlu ders olması.
TÜRKİYE’NİN PETROLÜ YAZILIMDIR
İhracat rakamları hakkında bilgi verebilir misiniz?
2011’de derneğin başına geldiğimizde yazılım ihracatımız 250 milyon dolar civarındaydı. O zaman Binali Yıldırım bakanımız vardı, bize önemli destekler sağladı. O desteklerle ilerledik. Bu yılı kısmetse 1 milyar dolarlık bir ihracatla kapatıyoruz.
Türkiye’nin yıllık ihracatının 150 milyar dolar olduğunu düşünürsek, çok iyi bir rakam bu…
Bizim işimiz alın teri değil akıl teri. Artık akıl teri devrindeyiz. Yazılımcılık da kemiksiz bonfile et. maliyet akıl. hammadde girdimiz yok diğer ürünlerdeki gibi. nitelikli bir ihracat yani. diğerlerindeki Tek maliyeti akıl. Ne hammadde alıyorsunuz, ne fabrikalarda işçi çalıştırıyorsunuz ne de satabilmeniz için nakliyat kullanıyorsunuz. Türkiye’deki hiçbir sektör yazılım ihracatından kazanacağımız rakamla başa baş gidemez. Biz yarın Türkiye’de eğer yazılım tarafındaki beklentilerimizi gerçekleştirebilirsek, bunun katma değeri hiçbir şeyle kıyas edilemez. O nedenle diyorum ki yazılım Türkiye’nin petrolüdür.
10 YILDA ORTA GELİR TUZAĞINDAN ÇIKABİLİRİZ
Peki bu petrolü nasıl değerlendireceğiz?
Bunun için en önemli husus devletin stratejisidir. Bakın taktikle savaş kazanamazsınız. Kazanabilmeniz için uzun vadeli stratejinizin olması gerekir. stratejiyi koruyacak olan mekanizma da siyasettir. Şu an güçlü bir iktidar ve kısmetse 4 yıllık bir istikrar dönemi var önümüzde. Bunu çok iyi değerlendirmeliyiz. Düzgün bir strateji geliştirilirse, önümüzdeki 10 yılda bu bölgede bilgi ve iletişim teknolojilerinde küresel merkez olmuş bir Türkiye hayal ediyoruz. Bunu gerçekleştirdiğimiz gün orta gelir tuzağını atlamış oluruz. 10-15 bin dolardan 20-25 bin dolarlara çıkmış oluruz kişi başı yıllık gelirde. Böyle bir sıçrama ancak bilgi ekonomisi ile sağlanabilir. Türkiye klasik ekonomiyle büyüme devrini geçti. Artık sırtımızı sanayiye dayamamalıyız. Sırtımızı dayayacağımız yer bilgi ekonomisi olmalı. Bilgi ekonomisinin de yakıtı yazılımdır.
Şans bizden yana olacak mı sizce?
Rüzgarın yönü Türkiye’den yana. Bulut teknolojileri bizim şansımızı kat ve kat arttırıyor. Bulut ile Türk yazılımlarını tüm dünyaya hem satabiliyor hem de kiralayabiliyoruz. Eskiden yazılımlarımızı sadece lokal satabilirdik. Mobil teknolojiler de tıpkı bulut gibi bizim için şans. Biz Türkiye’de ilk yazılım ihracatını 90’larda yapmaya kalkmıştık, yapamamıştık. Gümrük memuru yazılımın ne olduğunu anlayamamıştı çünkü. Yazılımı bantlara kaydedip metreyle yapabildik ihracatı. Düşünün nerelerden nerelere geldi dünya. Şimdi bulut üzerinden veya akıllı telefonlar ile tüm dünyaya her yaptığınızı satabiliyorsunuz, kiralayabiliyorsunuz. Şu an yazılımda en güçlü ülkeler Güney Kore, ABD, Finlandiya, Hindistan, İsrail, Almanya, Polonya, Bulgaristan, Rusya ve İrlanda. Türkün pratik zekası hepsine rakip olacak nitelikte.
Yazılım dediğimizde sektörün içinde hangi alanlar daha popüler?
Yazılım sektöründe bir kurumsal bir de bireysel pazar var. Kurumsalın içindeki en önemli kalemler, endüstriyel yazılım, makineler arası iletişim, üretim süreçlerine yönelik yazılımlar ve ‘şeylerin interneti’ ile ilgili yazılımlar. Bireyselde de hayatı kolaylaştıran yazılımlar ön planda. Mobil aplikasyonlar, akıllı şehir, akıllı bina ve ulaşım yazılımları, bankacılık ve sağlık sistemi uygulamaları gibi.
YAZILIM İHRACATI, DİĞER İHRACAT KALEMLERİNDEN 10 KAT DAHA DEĞERLİDİR
Herşey yolunda giderse, petrol zengini bir ülke gibi olur muyuz ileride?
Bugün dünya yazılım pazarı 4.8 trilyon dolardır. Eğer doğru strateji kurarsak 10 yılda biz bunun 50 milyar dolarını alabiliriz. Bakın Hindistan bu rakama ulaşmış durumda, biz neden yapamayalım. Kaldı ki Hintliler bizim kadar kıvrak ve kaliteli yazılımlar üretemiyorlar. 50 milyar dolarlık ihracat, tekstil, tarım veya sanayiden elde edilecek 50 milyarlık ihracatın 10 katı değerindedir. Nakliyesi, masrafı, girdisi, işçisi, hammadde tedariki, navlunu yok. Bonfile et. Maliyet beyin. Hadi 10 katı değil mütevazı davranıp 3 katı değerindedir desek bile, biz 2023’te 1 milyon gencimize nitelikli iş sunabiliyor olacağız. İstihdam garanti. Orta gelir tuzağından kesin çıkarız. O kafasını bilgisayardan, anne babasının telefonundan, tabletinden kaldırmayan çocuklar var ya, bilgisayar çocuğu diye kızdığımız, işte bizim geleceğimiz o çocuklar. O çocuklar kendilerini ve Türkiye’yi bilgisayar başında kurtaracaklar. Fabrikalarda işçi olarak değil.
3D yazıcı konusu var bir de. İkinci sanayi devrimi olarak kabul ediliyor. Bunun bize bir katkısı olur mu?
Yazılımla ilgili bir diğer şansımız da 3D yazıcı devrimi. 5 yıl sonra internetten sipariş ettiğiniz bir ayakkabıyı evde kendiniz basabiliyor olacaksınız. Size kitini gönderecekler, siz 3D yazıcıya koyup ayakkabınızı elinize alabileceksiniz. Bunlar hayal değil. bugün dünyada 3D yazıcı ile ev bile yapılabiliyor. Hiç abartmıyorum, ileride Ferrari fabrikalarını kapatacak, sadece kit üretecek, Ferrarinizi garajda kendiniz basacaksınız. 3D yazıcı devriminde de en önemli unsur yine yazılım. Bunları iyi takip etmeliyiz.
SAVUNMADA MİLLİ YAZILIM GÜÇTÜR
Milli yazılım savunma sanayi açısından da son derece önemli. Bu konuda ne aşamadayız?
2011’de Savunma Bakanımız İsmet Yılmaz ile bir işbirliğine gittik. O zaman yerli yazılımın payı yüzde 6’lardaydı. Bugün bu oranı bakanımızın verdiği desteklerle yüzde 49’a çıkardık. Yerli yazılım savunma sanayinde vazgeçilemeyecek konulardan biridir. Uçak, tank, gemi, füze, bunların herşeyini bir yazılımla değiştirebilirsiniz. Bilginin milli olması, savunma sanayi için çok kritiktir. Bilgi güçtür.
Yazılım dendiğinde akla sadece mühendisler geliyor. Ülkeyi onlar mı kurtaracak?
YASAD bünyesinde ‘Gemim’ diye bir oluşumumuz var. İyi fikri olan gençlere burada destek veriyoruz. Bu iş sadece mühendis ya da teknik elemanlarla olmaz çünkü, hayalciler, girişimciler gerekli, bunu biliyoruz. Gemim’i bu nedenle kurduk. Fikirleriyle gelen gençlere burada mentorluk veriyoruz ve fikirlerinin yazılıma dönüştürülerek ticarileşmesini sağlıyoruz. Hatta sektörde doğru oyuncularla buluşmasına ve ihracat yapabilmesine yardım ediyoruz. Küçük bir fikir bile çok büyük bir fark yaratabilir. Bakın mesela ABD’deki Tesla otomobillerinin hızını bir yazılım ile 240’tan 280 kilometreye çıkardılar. Araba aynı araba, değişen sadece bir yazılım. Bir akıllı telefonun pil ömrünü yine küçük bir yazılım ile 1 saat uzattılar. Yazılım dünyasında küçük bir fikir bile çok değerli olabiliyor.
Kaynak: www.karar.com
Röportaj: Ürün Dirier