Yazılım Sektörü 50 Milyar Dolarlık Büyüklüğe Ulaşacak
Yazılım Sektörü 50 Milyar Dolarlık Büyüklüğe Ulaşacak
Yazılım ve kodlama sektöründe yapılan atılımlar hızlı bir şekilde devam ediyor. Yerli yazılım firmalarının teknolojilerini geliştirme çalışmalarına değinen Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Tiryakioğlu, “Bilişim teknolojileri sektörünün 2023’te 160 milyar Dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu rakam içerisinde yazılım sektörünün payı 50 milyar Dolar olacak” dedi.
4. Sanayi Devrimi’nin hayatımıza girmesiyle birlikte dijitalleşen yeni dünyada yazılım ve kodlama alanları da büyüme trendlerini hızlı bir şekilde yükseltiyor. Dünyada 5 trilyon Dolar hacme ulaşan bilişim sektörünün ana kollarından biri olan yazılım sektörünün büyüklüğü ise 3.5 trilyon Dolar civarında. Dünyadaki bu hızlı ilerleyişin yanı sıra Türkiye’de de yazılım sektöründe yapılan atılımlar hızlı bir şekilde devam ediyor. Türkiye’de ise bilişim sektör büyüklüğü 2017 itibarıyla 30 milyar Dolar, yazılım sektörü büyüklüğü ise 6 milyar Dolar seviyesine ulaştı.
Sabah Gazetesi’nden Yeşim Oskay’ın haberine göre; Türkiye’de yazılım sektörünün geçtiğimiz yıllara göre yaklaşık %20’lik büyüme kaydettiğini dile getiren Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Tiryakioğlu, “Bilgi teknolojileri sektöründe, bir önceki yıla göre en yüksek büyüme yazılım alanında gerçekleşti. Büyüme oranının 2018’de yüzde 25’lere ulaşacağı tahmin edilmekte” açıklamasını yaptı.
Endüstri 4.0 ile nesnelerin interneti, büyük veri, bulut bilişim, yapay zekâ ve blok zincir teknolojileri açısından kritik önem taşıyan genişbant teknolojilerinin yerli imkânlarla üretildiğini belirten TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Başkan Yardımcısı Ertan Barut, “Bilişim sektöründe faaliyet gösteren 17 binden fazla işletme, şu an itibariyle yaklaşık 120 bin kişiye istihdam sağlamakta. Türkiye yerli yazılım üreticileri yurtiçi ve yurtdışında yaklaşık 900 bin işletmeye hizmet vermekte. Bilgi teknolojileri hizmet alanında yerlilik oranı yüzde 85’lerde, yazılımda ise yerlilik oranı yüzde 60 seviyesindedir” diye konuştu.
Türkiye’de son dönemlerde artan Ar-Ge çalışmaları ve bilişim alanındaki özel destek ve teşviklere rağmen yerli yazılım şirketlerinin Türkiye yazılım pazarının yarısından çok daha az paya sahip olduğunu dile getiren DenizTiryakioğlu, “Uzun yıllar hizmet sektörü kapsamında değerlendirilen bilişim teknolojisi ve yazılım üreten işletmeler, ‘Sanayi Sicil Kanunu’ kapsamına alınarak sanayici statüsüne kavuştu. Yazılım sektörünü, yıllarca devlet politikalarında konumlandırmakta zorlanıldı ve son yıllarda devletin destek ve teşvik sistemini hayata geçirmesine rağmen sektörün temel sorunları hâlâ çözülebilmiş değil” dedi.
DESTEKLERLE BÜYÜYECEK
Yazılımı hizmet olarak kapsam içine alan Hizmet İhracatçı Birliği’nin kurulmasının önemli bir adım olduğunu dile getiren Barut ise, “Yurt içinde her alanda yerli yazılımcıların seçilmesi, ihalelerde yerli yazılım firmalarının pilot olması yazılım sektörünün dünyada rekabetçi olması için şart. Yazılım sektörü olarak yurtdışına açılmanın, dünya markaları çıkarmanın temel yollarından biri de ülkemizde daha çok tercih edilip, daha yüksek paya sahip olmaktan geçmektedir” açıklamasını yaptı.
Kamu kullanımı için tedarik edilecek yazılımların belirlenecek üretim, kodlama, kaynak kodu ve kalite standartlarına uygun olarak üretilmesi için gerekli akreditasyon ve denetim altyapılarının oluşturulması gerektiğine değinen Tiryakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin en önemli ihracat alanlarından biri olan dijital oyun sektörünün gelişmesi için altyapı eksikliklerinin giderilmesi, Ar-Ge çalışmalarının, teşvik ve desteklerinin sağlanması gerekmektedir. Kamu kurumlarının yazılım alanında risk almaktan çekinmesi, üniversite sanayici işbirliği modeliyle ortak geliştirmek ya da yerli üreticiye destek olacak modellerle çalışmak yerine yabancı yazılım satın alması ya da kendi iç kaynaklarıyla kuruma özel yazılımlar geliştirmeye yönelmesi, yerli yazılım sektörünün büyümesinin önünde büyük engeller oluşturmaktadır. Devletin arkasında durduğu, kurumlarının proje vererek ya da birlikte yürüterek sektörü desteklediği zaman yazılım sektörü hem ülke içinde pazar payını artırarak büyüyecek, daha çok istihdam yaratacak olup, dünyaya açılma fırsatını da elde edecektir. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde ve Amerika’da bu örnekler mevcuttur.”
GİRİŞİMCİ POTANSİYELİ YÜKSEK
Türkiye’de ve dünyada son yıllarda artan dijitalleşme ihtiyaçlarının her alanda kendini gösterdiğine değinen Tiryakioğlu, ihtiyaçlar doğrultusunda her geçen gün yeni teknoloji ve çözümlerin üretilmeye başlandığını vurguladı. Özellikle siber güvenlik alanında girişimcilere ve yerli yazılımlara ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Tiryakioğlu, “Dünyanın dijitalleşmesi ve dijital ürünlerin hızla yayılması, bilişim sistemlerini, kritik altyapıları ve bireyleri siber saldırıların da hedefi haline getirmektedir. Siber saldırıların küresel maliyeti yıllık 400 milyar Dolar olup, 2019’da bu rakamın 2.1 trilyon Dolar’a ulaşacağı tahmin edilmektedir” dedi. Bu tür girişimlerin artmaya başladığını söyleyen Barut ise sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye yazılımda henüz bir dünya markası üretememiştir ancak yüksek seviyede girişimci potansiyeli olan bir ülkeyiz. Nitelikli destek ve yatırım sermayesi destekleri ve devletin teşvikleriyle ülkemizin yazılım sektöründe çok daha iyi konuma geleceğine inanıyoruz.”
NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞI ŞART
Yüksek teknoloji ve hızlı ilerlemelerin yaşandığı bilişim teknolojileri sektöründe çok yüksek nitelikli ve belli seviyelerde yazılım süreçlerinde çalışacak çok sayıda yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Tiryakioğlu, “İstatistikler Türkiye’deki eğitim sistemi çıktılarının dünya ortalamalarının altında kaldığına işaret etmektedir. Lise ve üniversitelerde sağlanan eğitim müfredatlarının yenilenmesi şart” değerlendirmesini yaptı. İnsan kaynakları ve istihdam konudaki en büyük sorunun, kısıtlı sayıda yetişmiş elemanın en verimli olacakları şekilde kullanılamaması olduğunu kaydeden Barut, “Yetişmiş ve nitelikli insan kaynağımızın son yıllarda yurtdışına göçüyor olması, bilişim sektörünün gelişmesini engelleyen unsurlardan biri. Eğitim süreçlerinin, seçilen dal, bu dallara göre kısa ve orta dönemli staj programları, aynı alanda önlisans/lisans eğitimleri ve mesleki süreci kesintiye uğratmayacak askerlik görevini kapsayan bütünsel olarak kurgulanması bilişim sektörü için kritik konu halini almıştır” dedi.
Kaynak:Sabah
Haber: Yeşim Oskay